Tüp Mide Ameliyatı

Sleeve gastrektomi aynı zamanda “uzunlamasına gastrektomi” veya “tüp mide” olarak da adlandırılmaktadır. Bu ameliyatta mide hacmini küçültmek hedefiyle, midenin yaklaşık olarak üçte ikisi kesilir ve çıkartılır. Geriye kalan midenin hacmi 100 ml kadar olur. Yani aslında insan midesi 300 ml ile bir yumruktan çok daha büyük değildir. Tüp mide operasyonu laparoskopik, yani kapalı bir teknikle uygulanabilir. Bu karnın tam açılmayacağı, yalnızca en büyüğü 12 mm, en küçüğü 5 mm olan 4 tane kesiden girilen aletlerle ameliyatın uygulanacağı anlamına gelir. Ağrı ve yara yeri ile ilgili olan problemler daha az yaşanır. Bu ameliyat konusu için bilinmesi gereken en önemli şey, tüp mide ameliyatının geri dönüşsüz olduğudur. Tüp mide ameliyatı, başka sağlık sorunlarının olmadığı durumlarda, 1 senelik beslenme planı ve düzenli spora karşın kilo veremediği halde Vücut Kitle Indeksi 40’ın üzerindeki kişiler için uygun olabilir. (VKI’nin 40 olması 1.70 cm boyundaki bir kişinin yaklaşık 117 kilo olması demektir.) Tüp mide ameliyatında, 2 mekanizma ile kilo kaybı olmaktadır: Mide hacminin küçültülmesi ile mekanik bir kısıtlanmaya bağlı kilo kaybı. Ayrıca “Ghrelin” olarak bilinen bir maddeyi üreten mide dokusu çıkarıldığından az bir miktar hormonsal değişiklik meydana gelmesi sonucu kilo kaybı beklenir. Ghrelin beyindeki hipotalamus ya da pituiter bölgedeki reseptörlerinin aktivasyonu ile düzenlenen kuvvetli bir oreksijenik (iştah arttırıcı) bir peptittir. Tüp mide ameliyatında ghrelin üretilen midenin o bölgesi kesildiğinden aşırı iştah “eğer ghrelin fazlalığına bağlı ise” azalmış olur. Avantajları Nelerdir?
  • Laparoskopik olarak yapılabilir; böylelikle yara iyileşmesi daha hızlı ilerlemekte, ağrı daha az olmakta, hastanede kalış süresi kısalmaktadır.
  • Zaten bir yumruktan daha büyük olmayan midenin kapasitesi iyice küçültülür fakat fonksiyonları değiştirilmediğinden birçok besin grubunun mecburen daha az olarak tüketilmesine olanak sağlar.
  • Ghrelin üretilen midenin fundus bölgesi çıkarıldığından o aşırı iştah eğer sadece ghreline bağlı ise azalmış olur.
  • Anemisi olan veya bağırsak bypassının ileri dönem komplikasyonlarından endişe duyan hastalar için ve de crohn hastalığı olanlar veya bağırsak bypassı için yüksek risk taşıyan hastalar için nisbeten daha ideal bir tercihtir.
  • Yüksek kilolu hastalarda laproskopik olarak uygulanabilen bir ameliyat olduğundan klasik yöntemlere göre daha az komplikasyon sunar.
  • Tüp mide ameliyatı daha sonra ikinci bir ameliyat ile bypassa ve doudenal switche çevrilebilir.
Dezavantajları Nelerdir?
  • Beklenenden az kilo kaybı ya da yeniden kilo alımı görülebilir. Bu ihtimal teorik olarak bütün ameliyat türlerinde bulunur tüp mide operasyonunda mide bypassına oranla daha çok görülür.
  • Çok yüksek VKİ’ne sahip hastalarda (VKİ> 55 kg/m2) fazla kilonun geri kalanını kaybetmek için genellikle ikinci bir obezite ameliyatına gerek duyulur. İki aşamalı obezite ameliyatları çok yüksek VKİ’ne sahip hastalarda daha etkili ve güvenli sonuçlar doğurur.
  • Sıvı veya yumuşak besinler yüksek kalori içerebildiğinden kilo vermeyi yavaşlatacaktır.
  • Tüp mide ameliyatlarında mide boydan boya kesildiği için bu dikiş hattında (stapler hattında) bazen kaçaklar ve kanamalar oluşabilir.
  • Midenin kesilip çıkartılan bölümü demir, B12 vitamini, D vitamini gibi bilinen ve ayrıca pek çok kesin bilinmeyen maddenin emiliminden sorumludur. Bu bölüm çıkartıldıktan sonra bilinen maddeler için ömür boyu ilaç kullanmak gerekir. Bilinmeyenler içinse tek yapabileceğiniz dua etmektir.
  • Midenin kesilen kısmı karından çıkartıldıktan sonra geri dönüşümsüz bir ameliyattır.
Riskleri Nelerdir? Her cerrahi işlemde olduğu gibi tüp mide ameliyatlarında da potansiyel riskler ve komplikasyonlar vardır. Kanama: Kanama riski %1’den az olağan görüldüğü için kan nakline ihtiyaç duyulmaz. Enfeksiyon: En yaygın türleri yara, idrar yolu ve akciğer enfeksiyonlarıdır. Emboli: Emboli riski ölümcül olabilir ve bu risk ameliyattan sonra 3 hafta devam eder. Obezite cerrahisinden sonra bu risk %1’den azdır. Bunlarla birlikte en önemli ve ciddi komplikasyondur; ani ölümlere neden olabilir. Emboli riskini en aza indirmek için kan sulandırıcıları ve emboli çorapları gerekir. Göğüs Sorunları: Zatüre, aspirasyon ve akciğer sönmesi genel anestezi komplikasyonları olup bütün ameliyatlardan sonra görülebilme ihtimalleri vardır. Bu riskleri en aza indirmek için hasta eğer sigara kullanıyor ise sigarayı bırakmaya, ameliyat sonrasında erken yürüyüşlere başlamaya ve de nefes egzersizleri yapmaya teşvik edilir. İnsizyonel Fıtıklar: Bu fıtıklar açık bariatrik cerrahi sonrası yaygın olmakla birlikte laparoskopik bariatrik cerrahi sonrası çok çok nadiren görülen komplikasyonlardır. İnsizyonel fıtık riski %1’den azdır. İnce Bağırsak Tıkanması: Açık bariatrik cerrahi sonrasında yara dokusu etrafındaki katlanma (yapışma) ince bağırsak geçişlerini bloke edebilir. Bağırsak tıkanmalarının diğer bir nedeni ise insizyonel fıtıklardır. Laparoskopik bariatrik cerrahi sonrasında bağırsak tıkanma riski bulunur. Yara Enfeksiyonu: Yara enfeksiyonları bütün ameliyatlarda olabilir. Açık ameliyatlarda bu oran %5 kadardır. Bu enfeksiyonların tedavisi bandaj, antibiyotik, drenaj ya da tekrar yara yerinin açılmasını gerektirebilir. Enfeksiyon oluşmuş yaralarda genellikle uzun bir süre pansuman yapılarak ayakta tedavi sağlanır. Sigara içen hastalar yara enfeksiyonları açısından daha büyük risk grubundadır. Dalak ve Diğer Organlarda Yaralanma: Dalak, mide üst kısmında bulunmaktadır ve ameliyat sırasında nadiren de olsa yaralanabilir. Laparoskopik bariatrik cerrahi esnasında dalak yaralanması oranı %1’den azdır. Dalak yaralanması gerçekleştiğinde ameliyat açık ameliyata dönüşebilir ve dalağın onarılması gerekebilir. Pankreatit nadir ancak bildirilen bir komplikasyondur. Bağırsak Delinmeleri: Nadiren bağırsak veya mide, ameliyat esnasında delinebilir. Eğer delinme gerçekleşir ve fark edilir ise laparoskopik olarak onarılır ama bu durum ameliyatın başka bir tarihe ertelenmesine ya da iptal edilmesine neden olabilir. Eğer delinme gerçekleşirse ve fark edilemez ise ileri cerrahi teknikleri ve de yoğun bakım gerektiren bir tedavi söz konusu olmaktadır. Böyle durumlarda hayatı tehlike söz konusudur. Ölüm: Laparoskopik Sleeve Gastrektomi (Tüp Mide) ameliyatında ölüm riski 1/1000’dür. Ameliyat Sonrası Beslenme Nasıl Olmalıdır? Tüp mide ameliyatından sonra özellikle yeme alışkanlıkları ve egzersiz gibi çeşitli yaşam tarzı değişikliklerinin yapılması zorunludur. Bazı cerrahlar ameliyattan sonra hastalarına ömür boyu özel diyetler önerirler. Hastalardan hayat boyu yağ oranı düşük beslenmeleri ve kızartmalardan kaçınmaları istenir. Ayrıca rafine şeker tüketmemeleri ve yerine başka şeyler koymaları istenir. Gazlı içeceklerden ve alkolden kesinlikle kaçınılması gerekir. Ameliyat yapıldıktan sonra, hasta mide hacminin çok azalmış olduğunu aklından çıkarmamalıdır. Özellikle sleeve gastrektomi sonrası diyeti olmasa da, hiçbir zaman eskisi kadar çok yiyemeyeceğini bilmelidir. Ameliyattan Hemen Sonra Gastrik sleeve ameliyatından sonra en az bir hafta süreyle berrak sıvı-düşük şeker diyetinde olunacaktır. Su, çay, meyve çayları, et suyu çorba tüketilebilir. Ameliyattan Bir Hafta Sonra Hastanın halen yumuşak veya katı gıda almasına izin verilmez. Katı gıdalar ameliyat sonrası stapler hattının açılmasına ve kaçağa neden olabilir. Aynı şekilde sıvı gıdalar, düşük kalorili ve az yağlı çorbalar, jöleler, protein içecekleri alınabilir. Alınan sıvı gıdaların düşük kalorili ve yağsız olmasına dikkat edilmelidir. Ameliyattan 2-5 Hafta Sonra Stapler hattında ayrışma riskine bağlı olarak hastalar sadece püre gıdalar almalıdır. Fazla gıda alımı ağrı ve kusmaya neden olabilir. Püre haline getirilmiş et, patates ve her türlü meyve püresi tüketilebilir. Yine düşük kalorili ve yağsız olmalarına dikkat edilmelidir. Karbonatlı içeceklerin tüketilmesi ameliyattan sonraki 1 ay kesinlikle yasaktır. İşlenmiş şeker, konsantre meyve suyu gibi gıdalardan da kaçınılmalıdır. Ameliyattan 6-12 Hafta Sonra Artık yumuşak gıdalara geçilebilir. Peynirler, blenderdan geçirilmiş iyi pişmiş sebzeler, proteinli gıdalar alınabilir. Öğünler arasında en az 4-5 saat olmalı ve her bir öğün minimum 30 dakikada tüketilmelidir. Ameliyattan 4 Ay Sonra Hasta yavaş yavaş ve düzenli olarak normal bir diyete geçebilir. Etler, yumurta, sebzeler ve baklagiller tüketilebilir. Ancak pirinç, makarna, ekmek gibi gıdalar 6. aya kadar tolere edilemeyebilir. Ameliyattan sonraki ilk 2 yıl boyunca diyet 600-800 kaloride kısıtlanmalıdır. Bu mecburi durumda ilk yıl fazla kilonun büyük bölümü zaten verilecektir. Yeterli miktarda kilo kaybı gözlendikten sonra kalori alımı 1000-1200 kaloriye çıkarılabilir; ki bu kalori seviyesi bile zorlayıcı olabilir. Ameliyattan önce ve sonra hasta belli miktarlarda düzenli egzersiz düzenine hazır olmalıdır. Bu, beklenmesi gereken kilo kaybını arttırır ve tekrar kilo almayı engeller. Sleeve gastrektomi ameliyatı geçiren hastalar hayatları boyunca küçük miktarlarda gıda alabilir. Ayrıca lokmaları çok iyi çiğnemeleri ve yutmadan önce tamamen sıvı hale getirmeleri gerekir. Gastrik sleeve diyeti özel olarak bazı gıdaların yasaklanmasını gerektirmez. Ancak yüksek kalorili her şey ve karbonatlı içeceklerden kaçınmak zorunludur. Genellikle bu hastalar gıdalarla sıvıları da birlikte alamazlar. O nedenle, sıvı tüketiminin öğünler arasında olmasına dikkat edilmelidir. Değerlendirme Buları yapmaya başlamak için ameliyat olmaya gerek olmadığını fark etmek yaşamınızı bile kurtarabilir.

Bu sayfayı paylaş


Bağlantılı

Makaleler